FENİKELİLER

• Suriye’nin Lübnan Dağları ile Akdeniz arasında kalan bölgesinde, birbirinden ayrı şehir devletleri halinde yaşamışlardır. Bunlar; Sidon, Sayda ve Biblos şehirleridir
• Fenikeliler,Sami ırkındandır.
• Yerleştikleri bölge, tarımsal üretime elverişli olmadığı için, ticaretle uğraşmışlardır.
• Akdeniz’den İngiltere’ye kadar, Cebelitarık boğazını geçerek, koloniler kurmuşlardır.
• Kartaca (Tunus) , Kuzey Afrika’daki en önemli kolonileridir. Burayı depo olarak kullanmışlardır. Asya mallarını, camdan süs eşyalarını, kumaşları satmışlar ve batıdan aldıkları madenleri de doğuya götürmüşlerdir.
• Fenike ticaret kolonilerinin en önemli özelliği, sadece Pazar yeri ve alışveriş merkezi olma özelliğini taşımasıdır. Fenikeliler ,işleri bitince buraları terk etmişler ve ana yurt olarak benimsememişlerdir.
• Fenikeliler, ticaret yolu ile doğu-batı arasında kültür alışverişinin gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Mezopotamya Uygarlığını batıya aktarmışlardır.

YAZI:
• Mısır hiyeroglif yazısından esinlenerek , MÖ 1250 yıllarında harf yazısını bulup kullanmışlardır. 22 harften oluşan ilk alfabeyi Fenikeliler bulmuşlardır.
• Fenike alfabesini, Yunanlılar ve Romalılar geliştirerek , LATİN alfabesini icat ettiler.

     İBRANİLER

• Yahudilerin atalarıdır.
• Sami ırkından olan İbraniler önce Yukarı Mezopotamya’da, sonra Mısır ‘da yaşadılar. MÖ.1200 yıllarında Filistin’e yerleştiler.
• Hz. Musa’ya inandıkları için, Musevi adıyla anıldılar.
• İbraniler;
     * Hz. Musa zamanında birlik haline geldiler.
     * Hz. Davut zamanında devlet kurdular (Kudüs başkent)
     * Hz. Süleyman zamanında en güçlü dönemlerini yaşadılar.
• Hz. Süleyman ölünce siyasi birliklerini devam ettiremeyip, Kuzey ve Güney’de İsrail ve Yahudi devletleri olarak ikiye ayrıldılar.
• İsrail Devletini MÖ.721’de Asurlular yıktı.
• Yahudi (YUDA) devletini MÖ. 587’de Babilliler yıktı.
• İbrani halkı, daha sonra dünyanın her tarafına dağıldı.

DİN:
• İlk kez tek tanrılı , kitaplı, peygamberli dine (Musevilik) İbraniler inanmıştır.
• Bu dinin kurucusu Musa Peygamber, kitabı Tevrat, adıysa Musevilik ya da Yahudilik tir. Tanrı Yehova birdir ve bundan başka tanrı yoktur. Dünyayı yaratan ve yöneten O’dur.
• İbranilere göre, Musevilik ulusal(milli) bir dindir. Sadece Yahudi topluluğuna gönderilmiştir. Başka toplumlara kapalı bir dindir. Yahudiler,kendi ırklarını tüm ırklardan üstün tutmuşlardır.

    * İbraniler, dinlerini yayma çabasında bulunmamışlardır, bu yüzden Musevilik evrenselleşememiştir.

• Ancak, İbranilerin (Yahudilerin ) tarihlerine olan bağlılıkları (dini inançları etrafında, meydana getirdikleri milli tarihleri) onların eriyip yok olmasını önlemiştir. (Milli din anlayışı)
• En önemli eserleri; Hz. Süleyman döneminde Kudüs’te yaptırılan Mescid-i Aksa’dır.

NOT:
    * Kudüs, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık açısından kutsal bir yer sayılmıştır.
    * Mescid-i Aksa ilahi dinlerin merkezi olmuştur. Hz. Muhammed’in Miraç’ta uğrak yeridir.

• Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmıştır;bağcılık ve zeytincilik gelişmiştir. Zanaatçılığın ve ticaretin gelişmesi , özel mülkiyeti yaygınlaştırmıştır.

NOT:İsa’dan sonra 70’de Kudüs’te büyük bir ayaklanma çıkaran Yahudileri, Romalılar Filistin’den sürgün ederek , dünyanın değişik bölgelerine göndermişlerdir. Yahudiler, II. Dünya Savaşı’nda Hitler’in Jenosid (soykırım) politikasına maruz kalmışlardır. Savaş sonrasında Amerikan lobisinin desteğiyle Filistin’de İsrail Devletini kurmuşlardır. ( 1948 de Birleşmiş Milletlerin desteği ile kurulmuştur.)

     MEZOPOTAMYA MEDENİYETİ

• Yunanca “ iki ırmak arasındaki ülke “ anlamında “MEZOPOTAMYA “ denir.
• Anadolu’nun güneyinden (Toroslar dan başlayan ve Basra körfezine kadar uzanan (Fırat ve Dicle arası ) bölgenin ilk çağdaki adıdır.
• Toprakları verimli, sulak, iklimi uygun olduğundan bir çok kavime yurt olmuştur.
     * Sümer
     * Akad
     * Elam
     * Babil
     * Asur

     SÜMERLER:

• Mezopotamya Medeniyetinin temellerini Sümerler atmıştır.
• Asya kökenli, Sümerler Aşağı Mezopotamya’ya yerleşmişlerdir.

NOT:  Sümerlerin dil özellikleri, yaşam biçimleri ve seramik özelliklerini değerlendiren tarihçiler , Türk olabileceklerini ileri sürmektedirler.

• Sümer Dilinde , bugün kullandığımız Türkçe’de yer alan 168 adet öz Türkçe kelimenin yer aldığı ispatlanmıştır.

Devlet Yönetimi:
• Sümerler ilk önce Ur ,Uruk, Lagaş, Kiş isimleri ile şehir devletleri (SİTELER) kurdular.
• Şehir devletlerini Ensi ve Patesi adı verilen rahip –krallar yönetti. Patesiler diğer sitelere egemen olursa “LUGAL” tüm Sümer ülkesine hakim olursa , “LUGAL KALMA” denirdi.
NOT:  Mezopotomya’da “Rahip-Kral anlayışı ile, yönetim teokratik bir niteliğe kavuşturulmuştur.

Hukuk:
• Tarihte ilk yazılı kanunları Sümerler hazırlamıştır. ( Urgakina, Urnamnu yasaları)
• Özel mülkiyetin doğuşu , kanunların hazırlanışında etkendir.
• Sümerlerde, fidye (para) usulüne göre düzenlenen cezalar, Hammurabi yasalarında kısasa kısas, Asur yasalarında ise , işkenceye dönmüştür.

Din ve İnanış:
• Çok tanrılı din anlayışı hakim idi. Her sitenin baş tanrısı olmakla birlikte Anu(Gök), Enlil (Yer), Enki (Su) en büyük tanrılarıdır.
• İnsan şeklinde düşündükleri , tanrıları ölümsüzdür.
• Basamaklarla çıkılan, çıkıldıkça daralan çok katlı tapınaklar yapmışlardır. Bunlara “ZİGGURAT”denir. Tapınak, tahıl anbarları, okul ve rasathane(gözlemevi)olarak kullanılmıştır.( Tanrılara daha yakın olabilmek için inşa edildi)

Sosyal ve İktisadi Hayat:
• Kral ve rahipler en üst sınıfı oluşturuyordu.
   HALK;
      Soylular:Geniş topraklara sahip, kralla savaşa gidenler.
      Hürler: Askerler,köylüler, zanaatkarlar vergi verir, askerlik yapar,kanal,tapınak yapım, bakım işlerinde çalışırlar.
      Köleler: Savaşlarda esir alınanlar, Anadolu’nun aksine hiçbir hakları olmayıp,eşya gibi alınıp satılırlardı.

• Sümerlerde ilk ekonomik etkinlik tarımdır. Üretim, tapınak aracılığıyla tanrı adına yapılmakta, üretim fazlası, tapınakta biriktirilmektedir. Tapınaklara getirilen ürünleri kaydetmek amacı ile, ilk defa rahipler tarafından ÇİVİ YAZISI kullanıldı.
• Tarımı geliştirmek için sulama kanalları yaptılar.
• Ticareti geliştirdiler. Anadolu,Suriye, Hindistan’la yaptıkları ticaretle, buralarda sömürge kolonileri kurdular. Böylece Mezopotamya kültürü çevreye yayılmıştır.

Yazı , Dil ve Edebiyat
• Yazıyı ilk bulan ve kullanan Sümerler olup, tarihi devirlere geçişi sağlamışlardır.
• Çivi yazısı, kil tabletler üstüne yazılmıştır.(Yazı ,Asurlu tüccarlar aracılığıyla Anadolu’ya getirilmiştir. )
• Sümer dili, Asya kökenli olup, Gılgamış, Yaradılış,Tufan destanları günümüze kadar gelen edebi eserleridir.)

Bilim ve Sanat
• Sümerlerde Astronomi bilimi gelişmiştir. Zigguratların son katı Rasathane olarak kullanılmıştır.
• Ay yılını bulmuşlar.(1 yıl 360 gün, 12 ay olarak hesaplamışlardır.)
• Burçları bulmuşlardır. Gece ve gündüzü eşit 12’şer saat olarak kabul etmişlerdir. Ay tutulmasını, güneşin hareketlerini belirlediler.
• Sümerler, Geometri ve Aritmetik bilimlerinin temellerini atmışlar.
• Çarpma ve bölme işlemlerini kolaylaştırmak için cetveller hazırladılar.
• Dairenin çevresini 360 dereceye bölmüşlerdir.
• Uzunluk , alan, hacim, yüzey, ağırlık ölçülerini bulmuşlardır.
• Mezopotamya’da taş bulmak zor olduğu için tuğla ve kerpiç kullandılar.
   * Sütun, kubbe, kemer usulünü Sümerler buldu.
   * Kabartmacılık,oymacılık, kuyumculuk ve heykeltraşlık ta ileri gitmişlerdir.
   * Çömlekçi çarkını Sümerler icat etmiştir.

     AKADLAR:

• Arabistan’dan gelen Samiler, Sümer şehir devletlerine son vererek, Kral Sargon tarafından kuruldular.
• Tarihin ilk büyük imparatorluğunu kurdular.
• Egemenlik alanı, Anadolu ve Kıbrıs’a kadar uzanmıştır.
• İlk düzenli orduyu kurmuşlardır.
• Devlet Yönetimi, din, sosyal , ekonomik hayat ve yazı alanlarında Sümerlerden etkilenmişlerdir.

     ELAMLILAR:

Mezopotamya’nın güney doğusunda kuruldu. En önemli şehirleri , başkentleri “ SUS “ şehri idi. Sümerlerden etkilendiler. Madencilik ve süsleme sanatlarında ileri idiler.

     BABİLLİLER:

Sami soyundan olan Amurrular tarafından MÖ. 2100 yıllarında kurulmuştur.
• Merkezleri olan Babil’in Asma Bahçeleri , dünyanın 7 harikasından biridir.
• I. Babil Devletinin en büyük hükümdarı “ Hammurabi “ dir.
• Din devleti anlayışını, dünya devleti anlayışıyla değiştirdi. İlk kez mutlak monarşi ile yönetilen devlet modeli oluşturuldu.
• Sümerlerin kanunlarını, günün ihtiyaçlarına göre yeniden düzenledi. Hammurabi kanunları Sümer yasalarından daha serttir. Kısasa kısas uygulandı.

     ASURLULAR

• Yukarı Mezopotamya’da yaşayan Asurlular, Sami ırkından bir topluluktur.
• En önemli şehirleri, Asur ve Ninova’dır.
• Kral Sargon zamanında (MÖ. 2000’de) güçlenerek Anadolu’da kara ticaret kolonileri kurdular.
• Sümer çivi yazısını, Anadolu’ya taşıdılar. Böylece, Anadolu’nun tarih çağlarına girmesinde önemli rol oynadılar. Kayseri- Kültepe tabletleri, Asurlulara ait , Anadolu’daki ilk yazılı belgelerdir.
• Ön Asya’da atlı birlik kuran ilk kavim Asurlulardır.
• “Karum” denilen pazar yerleri (Panayır) kurdular.
• Asur Devleti, askeri gücü kuvvetli, kralları ülkenin mutlak hakimi olarak kabul edilen zalim kişilikli yöneticiler, yasaları ise Mezopotamya’nın en sert , acımasız yasalarıdır. Şiddete dayalı bir devlet kurmuşlardır.

İlk çağ, yazının bulunmasıyla başlayıp (M.Ö. 4000-3500) Batı Roma İmparatorluğunun yıkılışına kadar sürer. En uzun süren çağ olarak bilinir.

     Anadolu Uygarlıkları

Anadolu, Asya kıtasının batıya uzanan ek yarımadasıdır. Üç kıtanın ortasında bulunmaktadır. Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

   Bunun nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
* Coğrafi konumunun elverişliliği

* İklimin insanların yaşamasına elverişli olması

* Doğal kaynakların bol olması

* Su kaynaklarına, verimli ovalara sahip olması .

   Bundan dolayı yurdumuz çok sayıda uygarlığın kalıntılarını topraklarının altında ve üstünde barındıran tarihi zenginliği çok fazla olan bir ülkedir.

   Tarih öncesinde Anadolu’da bulunan başlıca yerleşim merkezleri ve buluntular şunlardır:
* Karain Mağarası ( Antalya yakınlarında ) – Yontma Taş Çağı

* Hacılar Köyü kalıntıları ( Burdur Yakınlarında ) – Cilalı Taş çağı

* Çatalhöyük ( Konya yakınları ) – Cilalı Taş Çağı

* Alişar ( Yozgat yakınlarında ) – Maden Çağı

* Alacahöyük ( Çorum yakınlarında ) – Maden Çağı

* Truva ( Çanakkale yakınlarında ) – Maden Çağ

     Hititler(MÖ.2000-MÖ.700) (Frigler son verdi.)

   Hitit tarihi üç kısımda incelenir.
      * Eski Krallık (MÖ.1800 –1400)

      * Yeni Krallık (MÖ.1400-1200)

      * Geç Hitit Şehir Devletleri (MÖ.1200-700)

   Anadolu’ya Kafkasya üzerinden MÖ.2000 ‘de geldikleri sanılmaktadır. Mezopotamya ve Mısır medeniyetlerinden etkilenmişlerdir.

Yer: Orta Anadolu, Kızılırmak kıvrımında Kapadokya Bölgesi

Başkent: Hattuşaş (Boğazköy)

Özellikleri:
• Anadolu’da siyasal birliği sağlayarak, merkezi otoriteyi güçlendiren ilk devlettir. (Önceleri Feodaldi =Küçük Krallıklar )

• Anallar ile ilk tarih yazıcılığını başlattılar.(Olaylar, Anal denilen yıllıklara yazılır ve yıl sonunda tanrılara sunulurdu.= Objektif tarih yazıcılığı)

• Pankuş denilen tarihte ki ilk danışma meclisini kurdular. (Kralı denetleyen, yetkilerini kısıtlayan ve kral seçiminde rolü olan bir meclistir.) Hititlerin Meşruti özelliği...

• Kendilerine ait ilk Hiyeroglif yazısını kullanmışlardır.

• Tarihin ilk yazılı ant. nı yapmışlardır.MÖ.1280 Kadeş Ant.

• Yazılıkaya ve İvriz Kabartmaları Hititlere aittir.

Devlet Yönetimi:
* Devletin başında , baş rahip, baş yargıç, baş komutan unvanlarını taşıyan krallar bulunurdu.

*  Hitit soylularından oluşan Pankuş adlı danışma meclisi ülke sorunlarını kralla birlikte çözümlerdi. Yeryüzündeki en eski “Meşruti “devlet özelliğini kazandırır.

*   Hititlerde “Tavananna” adı verilen kraliçe yönetimde söz sahibi idi. Dini törenlere katılır,kral mühürlerinde adları bulunur, elçi kabul ederdi. Bu durum kadına değeri gösterir.

* Medeni kanunun ilk örnekleri görülür.(Resmi nikah)

* Düzenli ve devamlı orduları yoktu. Ücretli askerleri vardı .Savaş zamanı silahlı herkes savaşa katılırdı. Askerlerin çoğu “yaya” idi. Savaş arabaları kullandılar.

Din ve İnanış :
* Çok tanrılı bir inanışları vardı. Anadolu’ya bu dönemde “BİN TANRI İLİ “ denirdi.(Hitit dinindeki bu hoşgörü , yerli toplumlar üzerindeki egemenliklerini
kolaylaştırmıştır.)

* Kral, baş rahip olarak,bayramlarda, dini törenlerde töreni yönetirdi.

* Dini inanışlarda temizlik esastı. Tanrılarına temizlikle ulaşacaklarına inanırlardı.

* En büyük tanrıları Gök tanrısı Teşup, karısı Hepat güven tanrıçasıdır. Tanrıları insan gibi düşünür,fakat ölümsüz olduğuna inanırlardı. Tanrılara hesap verme korkuları vardı. Anallar böyle çıkmıştır.

Sosyal Hayat ve Hukuk :
* Halk hürler ve köleler olarak ayrılırdı.

* Kölelere verilen yasalar ve haklarda insani değerler hakimdir. İlk çağ topluluklarında, kölelere mülkiyet hakkı tanıyan tek toplum Hititlerdir. Köleler bedel ödeyerek hür olabiliyorlardı.

* Hititlerin en önemli özelliği, “İnsan Haklarına” önem vermeleridir. Özgür kadınla evlenebilirlerdi. Köleler yarım insan sayıldığı için , yasalarda yarı yarıya uygulanıyordu.

* Medeni ve ceza Hukuku gelişmiştir. Ceza yasası yumuşak olup, fidye esasına dayalı idi.

*Ölüm cezası daha çok krala ve devlete karşı işlenen suçlar için uygulanırdı.

*İlk veraset yasasını Telepuniş hazırladı.

İktisadi Hayat:
* Tarım ve hayvancılık önemliydi. Topraklar tanrının ve kralın sayılıyordu.İşleme hakkı halkta idi. İlk Tımar sistemi uygulandı.Buna Hititlerde “Şahhan” deniliyordu.

Yazı ,Dil ve Edebiyat:
• İki çeşit yazı kullandılar.

    * Sümerlerin Çivi Yazısı

    * Hititlerin Hiyeroglif Yazısı

• Edebiyatları dini niteliklidir. Mezopotamya’dan etkilendiler.

• Sistematik tarih yazıcılığının ilk örneklerini verdiler . Anal (Yıllıklar) kronolojik sıra ile yazılmıştır.

Bilim ve Sanat :
• Mezopotamya’nın etkisi vardır. Heykelcilik ve kabartmacılık gelişmiştir.

     * Yazılıkaya Kabartmaları

     * İvriz Kabartmaları

     FRİGLER: (MÖ. 800- MÖ. 676) (Kafkaslardan gelen Kimmerler yıktı.)

Kurulduğu Yer : Sakarya bölgesi(Batı ve orta Anadolu’da hakim)

Başkentleri : Gordion (Polatlı ) Balkanlar üzerinden geldiler.

Özellikleri : Tarıma önem vermişlerdir. (Öküz öldüren, saban kıranın cezası ölümdür.)

Devlet Yönetimi : Krallıkla yönetiliyordu. Krallarına Midas ve Gordios derlerdi.

Din ve İnanış :
* Çok tanrılı bir inanışları vardı. Ziraat inançlarına yansımıştı.” Kibele” toprak ve bereket tanrıçasıdır.

• Ölüm sonrası hayata inandıkları için, ölülerine kaya mezarlar yapmışlardır.
( Midas Mezarı)

Sanat: Yunan ve Hitit etkisi görülür. Kabartmalar vardır. Tiftik kılından “Tapates “ denilen halı ve kilimleriyle ünlüdür.

     LİDYA UYGARLIĞI:  (MÖ. 687 – MÖ. 547 ) ( Persler yıktı.)
Yer: Batı Anadolu (Gediz – Menderes Bölgesi)

Başkent: SARD (Manisa –Salihli )

Özellikleri:
• Ekonomilerinin temeli ticarete dayanır. Ticaretin gelişmesi sonucunda mübadele (değiş- tokuş ) sistemi yetersiz kalınca tarihte ilk defa PARA kullanılmıştır.

• Efes’ten başlayarak, Lidya başkenti SARD’a ,oradan Asur kentleri SUS ve NİNOVA’ya kadar uzanan “KRAL YOLU”nu ticarete açtılar. Doğu -Batı ticaretinin gelişmesine yol açmıştır.

• Tüccarların mallarını korumak için devlet güvencesi verildi. Böylece tarihte ilk kez sigortacılığı başlattılar.

• Lidyalılar, ticarete önem vermişler , fakat askerliği yeteri kadar önemsememeleri , vatan savunmasını ihmal etmelerine sebep olmuş. Ordularını ücretli askerlerden kurmuşlardır.

• Persler son vermişlerdir.

     İYON UYGARLIĞI (MÖ. 1000 – MÖ.546 ) ( Persler yıktı.)

Yer: Efes,Milet, İzmir bölgesinde , Dor istilasından kaçan Akalar kurdu.

Özellikleri:
• Siyasi birlik kuramadılar. 12 Şehir Devletleri vardı. (Efes,Milet,Foça,İzmir )

• Denizciliğe önem vermişlerdir. Anadolu ticaretinde , Lidyalıların hakimiyeti, İyonları Akdeniz ve Karadeniz’de ticaret kolonileri kurmaya yöneltmiştir.(Kolonicilikte Fenikelilerden etkilenmişlerdir.)

• İyon şehir devletleri, demokratik yönetimin ilk örneklerini oluşturmuşlardır. Özgür Düşünce ortamının gelişmiş olması , bilim ve uygarlıkta ileri bir düzeye ulaşmalarına sebep olmuştur.

• Fenike alfabesini alarak , Yunanlılara geçmesinde etkili oldular.

• Homeros’un İlyada ve Odessa destanları önemlidir.

• Çok tanrılı bir inançları vardı. Ölüm sonrası bir hayata inanmazlardı

• Çok tanrılı bir inançları vardı. Ölüm sonrası bir hayata inanmazlardı.

• Doğu medeniyetini, Ege havzasına taşıdılar.

İyonya, Anadolu’da bir kültür ve uygarlık merkezi olmuştur. Bunun sebepleri ;
* Özgür düşüncenin varlığı,felsefede ve bilimsel gelişmelerde ileri düzeye ulaşmalarında etkili olmuştur.

* Doğu-Batı Uygarlıklarının kesiştiği bölgede yaşıyor olmaları ve ticaret yolu ile kültür alışverişi içinde olmaları

* Dini inanışlarının baskıcı olmayışı ve dünyevi olması da araştırma yapmaya engel olmayışı
* Topraklarının zenginliği

* Kolonileri sayesinde, dünyayı tanıdılar, diğer kültürlerden yararlandılar.(Fenike medeniyetini, kolonileri ile batıya taşıdılar. Foçalılar, Fransa ve İspanya’ya dek y ayıldılar.)

* Medeniyetin gelişimi için yeterli sermayeye sahip olmaları

* Bu dönem bilginleri;
     Ksenefon = Coğrafya
     Hipokrat = Tıp
      Heredot = Tarih
     Diyojen-Heraklit = Felsefe
     Pisagor =Matematik
     Tales = Matematik, Gökbilim,
* Mimaride İyon nizamı adı verilen yapı tarzını oluşturdular.(Efes’teki Artemis Tapınağı)

Yıkılışları: Perslerce zayıflatıldılar ve yıkıldılar. Perslerin ,İyonya’yı ele geçirmesi ve İyonya’nın uygarlık ürünlerini tahrip etmesi Makedonya kralı Büyük İskender’i kızdırır. Bunun üzerine, Asya seferine çıkan Büyük İskender Perslere son verir ve Helenizm Uygarlığını kurar.

     URARTU UYGARLIĞI: (MÖ.900 - MÖ. 600 ) ( Medler son verdi.)
Yer:Doğu Anadolu’da Van gölü çevresinde kuruldular.

Başkent: Tuşpa (Van)

Devlet Yönetimi: Krallıkla yönetiliyorlardı. Kralların yetkileri çok genişti.

Din ve İnanış:
* Çok tanrılı inanışları vardı. En büyük tanrıları savaş tanrısı “Haldi “idi.

* Krallar icraatlarını tanrıları adına yaparlardı. Ahiret İnançları vardı. “Oda Mezarları” yapmışlardı.

Ekonomi:Tarım, hayvancılık ve maden işlemeciliğine dayanır. Su mimarisi gelişmiştir.(Suni göller, su kanalları açmışlardır.= Van’a 80 km. uzaklıktan kanallarla su getirmişlerdir.)

Yazı:Çivi ve Hiyeroglif yazısını kullandılar.

    NOT:
        * Doğu Anadolu’da kalkan görevi yapmışlardır. Asurlulara karşı Anadolu’yu korudular. Urartular, Asurluların siyasi rakibi idi.

        * Bu devrin, devlet yönetiminin ortak özelliği idare şeklinin mutlak monarşi olmasıdır. (İyonlar hariç)

Tarih Bilimi

In:
Tarih; Geçmişte yaşamış olan insanların, savaşlarını, anlaşmalarını, kültürlerini, uygarlıklarını, yaşayışlarını yer, zaman ve kişi belirterek, kaynaklara dayalı olarak, sebep - sonuç ilişkisi içerisinde inceleyen bir bilim dalıdır.

Tarih,  geçmişi anlatır  >  Bugünü aydınlatır  >  Geleceğe yön verir.

İdari: Savaşlar, antlaşmalar, resmi yazışmalar, kanunlar...
Sosyal: Göçler, gelenek ve görenekler...
Kültürel: Irk, din, dil...
Ekonomik: Üretim - Tüketim ilişkileri, ekonomik uğraşlar...

Tarih bilimi;
* Yer ve zaman belirtecek,
* Neden - sonuç ilişkisi içinde olacak,
* Belgelere dayanacak,
* Objektif bir şekilde olacak,
* Sosyal bir bilimdir.

NOT: Tarihi olayların en belirgin özelliği tekrar edilememesidir.























Tarih Öncesi:
  *Tarih öncesi dönemleri bölümlere ayırırken kullanılan araç gereçler esasa alınır.

  *Her toplum tarihi dönemleri aynı anda ve sırasıyla yaşamıştır.

  *Kullanılan bilim dalları:
    Kazı Bilimi: Arkeoloji
    Yer Bilimi: Coğrafya
    Karbon K1: Kimya Metodu
    Irk Bilimi: Antropoloji
    Zaman Bilimi: Kranoloji
    Kültür Bilimi: Etnografya
    Üretim - Tüketim ilişkileri: Ekonomi

Tarih Sonrası:
  *Tarihi devirleri bölümlere ayırırken önemli ve evrensel olayları esas alır.

  *Kullanılan bilim dalları:
    Yazı Bilimi: Paleografya
    Kitabe Bilimi: Epigrafya
    Resmi Yazışmalar: Diplomatik
    Para Bilimi: Nümüzmatik

  NOT:Bir devletin parasına bakılarak hangi bilgilere ulaşabiliriz?
    - Dili, paranın ham maddersini, yöneticisini, yönetim şeklini, ekonomisiniz, yer ve zamanını, darphanesini, bağımsızlığını ve sanatını...

    Resmi Kayıtlar: Sicilografya
    Dil Bilimi: Filoloji

TARİH ÇEŞİTLERİ
 A)  Konusuna Göre Tarih:
      1) Genel:
           * Dünya tarihi
           * Avrupa tarihi
           * Asya tarihi
           * Türk tarihi
           * Dinler tarihi
           * İslam tarihi
           * Sanat tarihi
           * Hukuk tarihi
      2) Özel:
           * İnkilap tarihi
           * Osmanlı tarihi
           * Selçuklu tarihi
           * Bizans tarihi
           * Roma tarihi

 B)  Yazılışlarına Göre Tarih:
      1) Hikayeci:
           * Destanlar
           * Hikayeler
           * Dede Korkut Hikayeleri
           * Gılgamış destanları
      2) Öğretici:
           * İnkilap tarihi
           * Ders kitapları
           * Biyografi
      3) Kronik:
           * Hitit yıllıkları
      4) Bilimsel (neden - nasıl):
           * Günümüz tarihi

     TAKVİM BİLGİLERİ

TAKVİMLERİN OLUŞUMU

Zaman: Genel olarak olay ve olguların geçtiği, geçmekte olduğu ve geçeceği süreye denir.

Takvim, zaman ölçü birimidir.
Takvim, zamanı, Dünya ve Ay'ın hareketlerine göre gün, ay, hafta, yıl gibi belirli bölümlere ayırma sistemidir. Zaman ölçü birimleri olarak astronomik olaylar (yıl- ay - gün) temel alınmıştır.

NOT: İnsanlar zamanı ölçerken ölçü aracı olarak Güneşi ve Ay'ı kullanmışlardır.

Toplumlar; ekonomik, coğrafi ve kültürel değerlerinden ve ihtiyaçlarından esinlenerek ve bu ölçü birimlerini kullanarak farklı takvimler oluşturmuşlardır.

Takvimler, toplumlara göre fazla ve çeşitli olsa da temel olarak iki gurupta incelenir:

1. Güneş yılını esas alan takvimler:  Dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüş süresini ( 365 gün, 6 saat) bir yıl olarak kabul eden takvimlerdir. 6 saatlik fark Miladi Takvimde 4 yılda bir, 1gün kabul edilir ve Şubat ayına eklenir. Şubat ayı o yıl 29 gün çeker, bu yıla da artık yıl denmektedir.
*İlk defa Mısır'da kullanılmıştır. Günümüzde kullanılan miladi takvimin temelidir.

2. Ay yılını esas alan takvimler: Ayın Dünya etrafında 12 kez dönmesini (12 x 29.5 =354) esas almışlardır. Bu şekilde oluşturulan takvimlere AY TAKVİMİ diyoruz.

*İlk defa Mezopotamya'da Sümerler tarafından kullanılmıştır. Günümüzde kullanılan Hicri takvimin temelidir.

Farklı takvim türleri, genellikle takvim başlangıçlarının farklılığından kaynaklanmıştır. Toplumlar, kendileri için önemli gördükleri dini, siyasi, sosyal ya da ekonomik olayları takvim başlangıcı olarak benimsemişlerdir. Örnek: Romalılar Roma'nın kuruluşunu, Müslümanlar Hicreti, Hıristiyanlar Hz. İsa’nın doğumunu gibi...

TÜRKLERİN KULLANDIKLARI TAKVİMLER 
1) Oniki Hayvanlı Türk Takvimi:
   a) İslam'dan önceki Türklerin kullandıkları bilinen ilk takvimdir.

NOT: On iki Hayvanlı Takvim 'in Türkler 'e özgü olması, Türkler 'in çok eski dönemlerden itibaren astronomi bilimi ile yakından ilgilendiklerini gösterir.

   b) Güneş yılını esas alır. Buna göre bir yıl, 365 gün, 5 saatten biraz fazladır.

   c) Her yıla bir hayvan adı verilmiş, 12 yıl bir dönem kabul edilmiş, aylar; birinci ay, ikinci ay... olarak adlandırılmıştır.

   d)  Bu takvimde yılbaşı 22 Aralık’tır.

   e) Bu takvimde tarih başlangıcı yoktur.

   f) Bu takvimi Türklerin yanısıra Moğollar, Çinliler, Hintliler ve Tibetliler de kullanmışlardır. Halen Orta Asya’da bazı topluluklar tarafından kullanılmaktadır.

2) Hicri Takvim:
   a) Ay yılını esas alır. (Ay'ın Dünya çevresindeki yörüngesinde bir dönüşü 29,5 gündür. Bu nedenle hicrî takvimde aylar 29 ilâ 30 gün çekmektedir. Ay'ın Dünya çevresinde on iki dönüşü, bir ay yılı olmaktadır. Bir ay yılı ise 354 gündür. Hicrî yıl, milâdî yıldan 11 gün daha kısadır.)

   b) Hicrî takvim, Hz. Ömer zamanında düzenlenip kullanılmaya başlanmıştır.

   c) Başlangıç olarak Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göçü (622) kabul edilmiştir. Bu nedenle Miladi Takvim ile Hicri Takvim arasında 622 yıllık bir fark bulunmaktadır.

   d) Hz. Ömer zamanında düzenlenerek uygulanmaya konulmuştur.

   e) Hicri- Kameri olarak da adlandırılan bu takvim, Türkler 'in İslamiyet'i benimsemesinden sonra, bir çok İslam ülkesinde kullanıldığı gibi Müslüman Türkler tarafında da benimsenmiştir..

   f) Türkiye Cumhuriyeti'nin batılılaşma ve çağdaşlaşma yolunda yaptığı inkılaplar sonucunda 25 Aralık 1925'te yürürlükten (uygulama tarihi:1 Ocak 1926) kaldırılmıştır.

   g) Günümüzde sadece dini günlerin, gecelerin ve ayların belirlenmesinde kullanılmaktadır.

3) Celali Takvimi:
   a) Güneş yılını esas almıştır.

   b) Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah döneminde eski İran takvimi esas alınarak hazırlanmış ve uygulanmaya başlanmıştır. Bu Takvime, Takvim–i Melikşahi de denilmiştir. (B.Selçuklularda Sultan Melikşah'ın isteği ile Nizamülmülk tarafından Ömer Hayyam’ın başkanlığında bir komisyona hazırlatılmıştır.)

   c) Hicri takvimin kullanımına devam edilmiş, Celali takvim yalnızca ekonomik işlerin düzenlenmesinde kullanılmıştır.

   d) Başlangıç tarihi olarak 1079 yılı alınmıştır.(Hicri 471 yılının ramazan ayının 9.gününden (Miladi 15 Mart 1079) itibaren uygulanmaya başlanmıştır.)

   e) Büyük Selçuklular 'ın dışında Ekber Şah zamanında (1556–1603) Hindistan'da kurulan Babürlüler de kullanmıştır.

   f) Babür İmparatorluğu tarafından da kullanılmıştır.

   g) Nevruz (21 Mart) yılbaşı olarak kabul edilmiştir.

   h) Melikşah’ın ölümünden sonra terk edilen bu takvimden yarararlanılarak gregoryen takvimi oluşturulmuştur.

   i) Osmanlı’daki devletin resmi takvimi demek olan müneccimbaşı takvimleri de celali takvimi düzeninde hazırlanmıştır.

4) Rumi (Malî) Takvim:
   a) Güneş yılını esas almıştır.

   b) Başlangıç olarak hicri takvimde olduğu gibi Hz. Muhammed 'in Mekke'den Medine'ye göçü (622) kabul edilmiştir.

   c) Hicri- Şemsi olarak ta adlandırılan bu takvim Osmanlı Devleti'nin I. Mahmut zamanında batı ile ekonomik ilişkilerini düzenlemeye yönelik olarak (Hicri 1089, miladi 1678 ) kullanılmaya başlanmıştır. Hicri 1255/miladi 1839’da ise bütün resmi ve mali işlemler Rumi takvime bağlanmıştır. 1870 yılına kadar mali tarihin yanına hicri tarih de konmuş ve bu şekilde uygulanmıştır. Ancak hicri takvim ile miladi takvim arasındaki 11 günlük farktan dolayı, bu iki takvimin kullanılmasında çeşitli problemler ortaya çıkmıştır. 1870 yılında çıkarılan bir kanunla Gregoryen takvimine geçildi. Rumi 16 Şubat 1332- 1 Mart 1333 (1 Mar 1917 ) olarak kabul edildi. Böylece 13 günlük fark giderilmiş oldu.

   d) Mart ayı başlangıç kabul edilmiş, 1926' da resmi işlerden, 1982'de de ekonomik işlerden kaldırılmıştır.

5) Miladi Takvim:
   a) Güneş yılını esas almıştır.

   b) İlk şekli Mısırlılar tarafından oluşturulmuş, Roma İmparatorlarından jul Sezar zamanında MÖ. 46'da geliştirilmiş, 1582'de Papa XIII. Gregoryen tarafından bugünkü şekle getirilmiştir.

   c) Bşlangıç Hz. İsa’nın doğumu’dur. Bu tarih sıfır sayılarak öncesine MÖ, sonrasına da MS denilmiştir.

   d) 1 Ocak 1926 'dan itibaren Türkiye'de tamamen yürürlüğe girmiştir. (Ülkemizde 1 Mart 1926'da milâdî takvim kabul edilmiştir. Rumî takvim ise bütçe ayarlamalarında kullanılmıştır. 1983 yılında malî yılbaşının Ocak ayının birinci gününe alınmasıyla da tamamen kullanımdan kaldırılmıştır. 26 Aralık 1925 tarihinde çıkarılan bir yasayla diğer bütün takvimler yürürlükten kaldırılarak yerine, bugün kullandığımız milâdî takvim kabul edilmiştir.).

   e) Böylece Türkiye, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal alanlarda Avrupa devletleri ile ilişkilerini geliştirmeye ve çağdaşlaşmaya yönelik önemli bir adım atmıştır.

   f) Günümüzde dünya devletlerinin birçoğu bu takvimi benimsemiştir.

      Hicri Takvimle Miladi Takvim Arasındaki Farklar Nelerdir?
*  Hicri Takvim AY yılını, Miladi Takvim GÜNEŞ yılını esas alır. Bu yüzden ikisi arasında 11 gün fark vardır.
* Başlangıç tarihleri farklıdır. Hicri Takvimde başlangıç tarihi Hazreti Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği tarih olan 622 yılıdır. Miladi Takvimde ise başlangıç Hz. İsa'nın doğum tarihi 0 yılıdır.

      TARİH ÖNCESİ DEVİRLER

  TAŞ DEVRİ
 Kaba Taş Devri:
* İnsanlığın en ilkel ve en uzun dönemidir.
* Bu dönemde henüz araç ve gereç yapımı başlamamıştır.
* İnsanlar kendilerini korumak için doğadaki sivri taşları olduğu gibi kullanmıştır.

 Yontma Taş Devri
* Bu dönemde insanlar taşları yontarak ilk defa araç ve gereç yapmışlardır.
* Bu aletler savunma ve avlanma amacıyla yapılmıştır.
* Tüketici, avcı ve toplayıcıdır.
* Ekonomik etkinliklerden ötürü göçebe bir yaşam sürmüşlerdir.
* Mağara duvarlarına hayvan resimleri yapmışlardır.
* Dönemin sonlarına doğru ateş bulunmuştur.
* Yontma Taş Devrinin sonlarına doğru buzullar çözülmüş, iklim yumuşamıştır.

 Cilalı Taş Devri
* Bu dönemde alet yapımı gelişmiş sert ve düzgün aletler yapılmıştır.
* Taşın yanı sıra ilk defa topraktan da araç gereçler yapılmıştır. (Toprak kaplar yapılmış, seramik sanatı ilerlemiştir.)
* İnsanlık için güzel bir dönemin başlangıcıdır.
* İlk defa üretim faaliyetlerini başlatmıştır.
* İlk defa tarım başlamış, hayat tarzı değişerek yerleşik yaşama geçilmiştir.
* Bunun sonucunda ilk köyler kurulmuş, hayvanlar evcilleştirilmiştir.
* Menhir ve Dolmen adı verilen anıtlar dikilmiştir. Bitki liflerinden elbiseler dikilmiştir.

  MADEN DEVRİ
 Bakır Devri
* İşlemesi kolay olduğu için ilk kullanılan madenler bakır, altın ve gümüştür.
* Ancak doğada fazla bulunduğu için bakırdan daha fazla araç ve gereç yapılmış ve döneme damgasını vurmuştur.

 Tunç Devri
* Bakır ve kalayın karışımından tunç elde edilmiş ve böylece daha sert dayanıklı araç gereçler yapılmıştır.
* Bu dönemde karasaban bulunmuş ve tarımda gelişim sağlanmıştır.
* Tüketim fazlası üretim elde edilmiş bu da ticaretin gelişmesini sağlamıştır.
* İlk şehir ve devlet yapıları kurulmuştur.

 Demir Devri
* Demirin yüksek ısıda işlenebilmeye başlanması ile sanayide önemli gelişmeler sağlanmıştır.
* Ticaret hızlanmış ve dönemin sonlarına doğru yazı icat edilmiştir.